Günümüze Kadar Gelen 4 Deyimin Hikayesi
Yıllardır birçok kez duyduğumuz deyimler nereden geliyor?
Biraz araştırma yaparak sizler için en çok kullanılan 4 deyimin tarihini araştırdık.
İşte o deyimler
1- Dingonun Ahırı
İstanbul'daki şehir içi ulaşımının atlı tramvaylarla sağlandığı dönemlere dayanan deyimin hikayesi de bir hayli ilginç. Şişhane'nin dik yokuşunu çıkmakta zorlanan atlı tramvaylara destek için ek atlar kullanılırmış. Destek için eklenen atlar ise Taksim'de bulunan Dingo isimli Ermeni bir vatandaşın ahırında dinlendirilir, oradan yeniden Azapkapı'ya götürülürmüş. Gün içinde ahıra sık sık girip çıkan atlardan dolayı bu deyimin doğduğu söylenmektedir ve günümüzde sık sık kullanılmaktadır.
2- Dolap Çevirmek
Haremlik ile selamlık arasındaki iletişimin sağlandığı dolaplar, eski konaklarda bulunurmuş. Söz konusu dolaplar haremlik-selamlık bölmesinin arasında, ağaçtan, silindirik, alt ve üst kısımlarından bir mil ile tutturularak çevrilen dolaplar şeklindeymiş. Birbirine ilgi duyan ev sahiplerinin durumdan haberdar olmasını istemeyen konak görevlileri, bu dolay yardımıyla haberleşirlermiş. Yani tamamen gizli yapılan bu iş, aslında ‘dolap çevirmek' deyimini tam anlamıyla karşılıyor diyebiliriz.
3- Hapı Yuttu
Sultan Murad'ın kave, müskirat (sarhoş edicimaddeler) ve mükeyyifatı (keyif verici maddeler) yasakladığı dönemde saray casuslarından biri, belki de kıskançlık sebebiyle, hekimbaşı Emir Çelebi nin yasakları çiğnediği ve afyon kullandığına dair bir ihbarda bulunur. Onun için "Hapı Yuttu" deyimi ortaya çıkmıştır.
4- Etekleri Zil Çalmak
Bir zamanlar Anadolu'nun bir yerinde, herkesin sevip hürmet ettiği güler yüzlü, tatlı dilli bir şeyh yaşarmış.
Şeyhin, pabuçlarının sivri ucunda ve cüppesinin eteklerinde yüzlerce kuzu çıngırağı bulunurmuş. Şeyhin uzaktan gelişi bu çıngırakların çıkarttığı sesten anlaşılırmış.
Bir gün şeyhe bu çıngırakları niçin taktığını sormuşlar. O da:
- Yürürken yerdeki karıncaları ürkütüp çiğnenerek ölmelerine engel olmak için, diye cevap vermiş.
Biraz araştırma yaparak sizler için en çok kullanılan 4 deyimin tarihini araştırdık.
İşte o deyimler
1- Dingonun Ahırı
İstanbul'daki şehir içi ulaşımının atlı tramvaylarla sağlandığı dönemlere dayanan deyimin hikayesi de bir hayli ilginç. Şişhane'nin dik yokuşunu çıkmakta zorlanan atlı tramvaylara destek için ek atlar kullanılırmış. Destek için eklenen atlar ise Taksim'de bulunan Dingo isimli Ermeni bir vatandaşın ahırında dinlendirilir, oradan yeniden Azapkapı'ya götürülürmüş. Gün içinde ahıra sık sık girip çıkan atlardan dolayı bu deyimin doğduğu söylenmektedir ve günümüzde sık sık kullanılmaktadır.
2- Dolap Çevirmek
Haremlik ile selamlık arasındaki iletişimin sağlandığı dolaplar, eski konaklarda bulunurmuş. Söz konusu dolaplar haremlik-selamlık bölmesinin arasında, ağaçtan, silindirik, alt ve üst kısımlarından bir mil ile tutturularak çevrilen dolaplar şeklindeymiş. Birbirine ilgi duyan ev sahiplerinin durumdan haberdar olmasını istemeyen konak görevlileri, bu dolay yardımıyla haberleşirlermiş. Yani tamamen gizli yapılan bu iş, aslında ‘dolap çevirmek' deyimini tam anlamıyla karşılıyor diyebiliriz.
3- Hapı Yuttu
Sultan Murad'ın kave, müskirat (sarhoş edicimaddeler) ve mükeyyifatı (keyif verici maddeler) yasakladığı dönemde saray casuslarından biri, belki de kıskançlık sebebiyle, hekimbaşı Emir Çelebi nin yasakları çiğnediği ve afyon kullandığına dair bir ihbarda bulunur. Onun için "Hapı Yuttu" deyimi ortaya çıkmıştır.
4- Etekleri Zil Çalmak
Şeyhin, pabuçlarının sivri ucunda ve cüppesinin eteklerinde yüzlerce kuzu çıngırağı bulunurmuş. Şeyhin uzaktan gelişi bu çıngırakların çıkarttığı sesten anlaşılırmış.
Bir gün şeyhe bu çıngırakları niçin taktığını sormuşlar. O da:
- Yürürken yerdeki karıncaları ürkütüp çiğnenerek ölmelerine engel olmak için, diye cevap vermiş.
Yorum Gönder